DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BITCOIN 0%
İstanbul
°

SABAHA KALAN SÜRE

İşsizliğin Kadınlar Üzerindeki Etkisi Röportaj
12 okunma

İşsizliğin Kadınlar Üzerindeki Etkisi Röportaj

ABONE OL
Nisan 11, 2025 15:57
İşsizliğin Kadınlar Üzerindeki Etkisi Röportaj
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İşsizlik, ekonomik sorunların yanı sıra toplumsal eşitsizlikleri de derinleştirir, özellikle kadınlar için bu durum daha belirgin hale gelebilir. Kadınlar, iş gücü piyasasında hala cinsiyet eşitsizliğiyle karşılaşıyor ve bu eşitsizlik, işsizlik oranlarını etkileyebilir. Kadınların iş gücüne katılımı ve işsizlikle başa çıkma şekilleri, toplumsal ve kültürel faktörlerden önemli ölçüde etkileniyor. Bu röportajda, işsizliğin kadınlar üzerindeki etkileri, zorluklar ve çözüm yolları üzerine önemli bir insan kaynakları uzmanıyla konuştuk.

Röportaj Konuğumuz: Ayşe Yıldız, Kadın İstihdamı Uzmanı, 10 Yıllık Deneyim

1. Merhaba Ayşe Hanım! Kendinizden ve kadın istihdamı konusundaki deneyiminizden bahseder misiniz?

Merhaba, ben Ayşe Yıldız. 10 yıldır kadın istihdamı üzerine çalışmalar yapıyorum. Çeşitli projelerde kadınların iş gücüne katılımını artırmaya yönelik stratejiler geliştirdim ve bu süreçte birçok kadınla doğrudan çalıştım. Aynı zamanda bir sivil toplum kuruluşunda da kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmasına yardımcı olmayı amaçlayan projelerde yer aldım. Kadınların iş gücüne katılımının artırılması sadece onların yaşam kalitelerini değil, toplumların genel ekonomik ve sosyal refahını da artırır. Bu nedenle kadın istihdamı üzerine yaptığım çalışmalar benim için büyük bir önem taşıyor.

2. Kadınların iş gücüne katılımı konusunda genel bir değerlendirme yapabilir misiniz? Kadınlar, iş gücü piyasasında ne tür zorluklarla karşılaşıyorlar?

Kadınların iş gücüne katılımı dünya çapında hâlâ erkeklere kıyasla düşük seviyelerde. Türkiye’de de kadınların iş gücüne katılım oranı erkeklere göre daha düşük. Bunun başlıca nedenlerinden biri, toplumsal cinsiyet normları ve kadınların aile içindeki geleneksel rollerine dair toplumsal baskılardır. Kadınlar genellikle çocuk bakımı, ev işleri gibi sorumlulukları üstleniyor ve bu, iş gücüne katılımlarını engelleyebiliyor. Ayrıca, bazı sektörlerde kadınların iş bulması daha zor olabilir, çünkü bu sektörlerde erkek egemen bir iş kültürü hâkim olabiliyor.

Kadınlar ayrıca iş gücü piyasasında genellikle daha düşük maaşlar alıyor ve kariyer fırsatlarına erişim konusunda erkeklerden geri kalıyorlar. Bu durum, kadınların işsizlikle karşılaştıklarında daha fazla zorluk yaşamasına yol açabiliyor. Özellikle, kadınların iş gücü piyasasından uzun süre uzak kaldıkları dönemlerde, iş bulmak daha da zorlaşıyor.

3. İşsizlik, kadınların sadece ekonomik değil, psikolojik açıdan da etkileyebilir. Bu bağlamda işsizliğin kadınlar üzerindeki ruhsal etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

İşsizlik, kadınları erkeklere kıyasla psikolojik olarak daha fazla etkileyebilir. Çalışan kadınlar, ekonomik bağımsızlıkları sayesinde sosyal statülerini de artırabiliyorlar. İşsizlik durumunda ise bu bağımsızlık ve sosyal statü kaybı, kadınların öz güvenlerini ciddi şekilde zedeleyebilir. İşsiz kalan bir kadın, ekonomik bağımsızlığını kaybetmekle birlikte, toplumda dışlanmışlık duygusu yaşayabilir. Bunun yanı sıra, aile içindeki rollerinin değişmesi ve maddi olarak aileye yük olma korkusu da kadınların psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyebilir.

Kadınların işsiz kalmaları, aynı zamanda toplumda kendilerini başarısız ve yetersiz hissetmelerine yol açabilir. Bunun bir sonucu olarak depresyon, anksiyete gibi ruhsal sorunlar da daha yaygın hale gelebilir. Ayrıca, kadınlar genellikle ev içindeki sorumluluklarla da başa çıkmak zorunda oldukları için, işsiz kaldıklarında bu durum daha karmaşık hale gelebilir ve bir kısır döngü yaratabilir.

4. Kadın işsizliği ile mücadelede hangi politikaların etkili olabileceğini düşünüyorsunuz? Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için ne gibi adımlar atılabilir?

Kadın işsizliği ile mücadelede çok yönlü politikaların geliştirilmesi gerekiyor. Öncelikle, kadınların iş gücüne katılımını artırmak için esnek çalışma modelleri teşvik edilmelidir. Çalışan anneler ve bakıma muhtaç aile bireyleriyle ilgilenen kadınlar için esnek çalışma saatleri ve evden çalışma imkanları sunulabilir. Bu tür uygulamalar, kadınların iş hayatına devam etmelerini sağlayabilir.

Bir diğer önemli adım, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin artırılmasıdır. Kadınların iş gücüne katılımının önündeki en büyük engellerden biri, toplumsal cinsiyet rolü algılarıdır. Bu algıyı kırmak için her yaştan bireylere yönelik farkındalık artırıcı programlar düzenlenebilir. Ayrıca, iş gücü piyasasında cinsiyet ayrımcılığına karşı ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Kadınların eşit ücret almasını sağlayacak yasaların güçlendirilmesi de gerekmektedir.

Kadınların iş gücüne katılımını artırmanın bir başka yolu, kadın girişimciliğini desteklemektir. Kadınların kendi işlerini kurmalarını teşvik etmek için finansal destek ve eğitim programları sunulabilir. Ayrıca, girişimci kadınlar için mentorlar ve rehberlik sağlayacak platformlar oluşturulabilir.

5. Pandemi gibi kriz dönemleri, kadınların iş gücü piyasasında daha fazla maruz kaldığı zorlukları artırabilir. Pandemi sürecinde kadınların işsizlik oranlarında ne gibi değişiklikler oldu?

Pandemi, kadınlar için özellikle zorlu bir dönem oldu. Kadınlar, hem iş gücü piyasasında hem de aile içindeki sorumluluklarda ekstra yükler taşıdılar. Okulların kapanması ve evde eğitim sürecinin başlaması, kadınların çocuk bakımına dair yüklerini artırdı. Ayrıca, pandemi nedeniyle birçok sektör (özellikle hizmet sektörü, turizm, perakende) büyük darbe aldı ve kadınlar bu sektörlerde yoğun olarak istihdam edildikleri için işsizlik oranları arttı.

Kadınların iş gücü piyasasındaki geri dönüşleri, erkeklere kıyasla daha uzun sürebilir. Kadınların çalıştıkları sektörlerin çoğu pandemi nedeniyle en fazla etkilenen alanlardı. Ayrıca, evden çalışma modelinin yaygınlaşması, ev içindeki sorumluluklar nedeniyle kadınların daha fazla yüklenmesine neden oldu. Bu da, kadınların iş gücüne katılımını sekteye uğratmıştır.

6. Son olarak, kadınların iş gücüne katılımını artırmak için toplumda hangi değişikliklerin yaşanması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak elzemdir. Toplum, kadınların sadece evdeki sorumluluklarla sınırlı olmadığını kabul etmeli ve kadınları iş gücüne katılmaya teşvik etmelidir. Aile içindeki görev paylaşımı, eşit şekilde yapılmalı ve kadınların çocuk bakımını tek başına üstlenmeleri engellenmelidir.

İşyerlerinde kadınların yönetim pozisyonlarına gelmesi teşvik edilmeli ve cinsiyet eşitliğine dayalı bir çalışma ortamı yaratılmalıdır. Kadınların girişimcilik potansiyelleri desteklenmeli ve iş gücü piyasasında cinsiyet temelli ayrımcılığa karşı ciddi önlemler alınmalıdır.

Kadınların iş gücüne katılımını artırmak, sadece ekonomik anlamda değil, toplumsal anlamda da büyük değişimlere yol açacaktır. Bu, toplumun genel refahını artıracak ve kadınların güçlenmesine katkı sağlayacaktır.


Sonuç:

Kadınların işsizlikle mücadelesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması için önemli bir adım atılmasını gerektiriyor. Kadınların iş gücüne katılımını artırmak, ekonomik büyümeyi ve toplumsal refahı artıracaktır. Bu konuda atılacak adımlar, sadece iş gücü piyasasında değil, tüm toplumda olumlu değişimlere yol açabilir. Kadınların iş gücüne eşit koşullarda katılması, toplumsal eşitliğin sağlanmasında önemli bir adımdır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r