DOLAR 42,5354 0.07%
EURO 49,5729 -0.06%
ALTIN 5.745,37-0,12
BITCOIN 0%
İstanbul
°

SABAHA KALAN SÜRE

Bir İK Müdürüyle İşsizliğin Nedenlerini Konuştuk
12 okunma

Bir İK Müdürüyle İşsizliğin Nedenlerini Konuştuk

ABONE OL
Nisan 11, 2025 15:56
Bir İK Müdürüyle İşsizliğin Nedenlerini Konuştuk
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İşsizlik, sadece bireylerin yaşamlarını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda ekonomik, toplumsal ve psikolojik düzeyde ciddi sonuçlar doğurur. İnsan Kaynakları (İK) profesyonelleri, iş gücü piyasasının nabzını tutarak işsizlikle ilgili hem derinlemesine analiz yapabilir hem de çözüm önerileri geliştirebilirler. Bir İK Müdürü ile yapılan röportajda, işsizlikle ilgili temel nedenler ve bu sorunun nasıl ele alınması gerektiği hakkında değerli bilgiler edinilecektir.

Röportaj Konuğumuz: Mehmet Yılmaz, İK Müdürü, 15 Yıllık Deneyim

1. Merhaba Mehmet Bey! Bize biraz kendinizden ve İnsan Kaynakları alanındaki deneyiminizden bahseder misiniz?

Merhaba, ben Mehmet Yılmaz, 15 yıldır İnsan Kaynakları alanında çalışıyorum. Şu anda büyük bir üretim şirketinde İK Müdürü olarak görev yapıyorum. İşe alım, performans yönetimi, eğitim ve gelişim gibi süreçlerin yönetiminden sorumluyum. Ayrıca, iş gücü piyasası ve işsizlikle ilgili gelişmeleri takip ederek şirketin stratejilerine katkı sağlamaya çalışıyorum. İK’nın bir şirketin büyümesindeki kritik rolüne inanıyorum ve bu nedenle iş gücü verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyorum.

2. İşsizlik, dünya çapında oldukça karmaşık bir sorun. İnsan Kaynakları perspektifinden bakıldığında, işsizlikle ilgili temel nedenler nelerdir?

İşsizlik, birçok farklı faktörün birleşiminden kaynaklanan karmaşık bir olgudur. İnsan Kaynakları perspektifinden, en önemli nedenlerden bazıları şunlardır:

  • Eğitim ve Yetenek Uyumsuzluğu: İş gücü piyasasında iş arayanlar ile işverenlerin aradığı nitelikler arasında büyük bir uyumsuzluk bulunuyor. Özellikle teknoloji ve dijitalleşme hızla ilerlerken, eğitim sisteminin bu değişikliklere ayak uydurması zor olabiliyor. Birçok iş arayan, iş dünyasının taleplerine uygun becerilere sahip olmuyor.
  • Sektörel Değişiklikler: Geleneksel sektörlerde (örneğin, tarım, sanayi) iş gücü talebi azalırken, dijitalleşen alanlarda (yazılım, teknoloji, veri analitiği) daha fazla iş gücü talep ediliyor. Bu, bazı çalışanların yeteneklerinin eski hale gelmesine ve geçiş yapmakta zorlanmalarına yol açıyor.
  • Ekonomik Durgunluk: Ekonomik krizler veya durgunluk dönemlerinde şirketler maliyetlerini düşürmek için iş gücünü azaltma yoluna gidebiliyor. Bu, işsizlik oranlarının artmasına neden olabilir.
  • İşsizlik Sigortası ve Devlet Teşviklerinin Yetersizliği: Bazı ülkelerde işsizlik sigortası ve devlet teşvikleri yetersizdir. Bu da bireylerin iş bulmalarını daha zor hale getirir ve bazı insanlar için işsizlik süresi uzar.
  • Globalleşme ve Yabancı Rekabet: Globalleşme ile birlikte, yerel iş gücü, yurt dışındaki daha düşük maliyetli iş gücüyle rekabet etmek zorunda kalabiliyor. Bu, bazı sektörlerde iş kayıplarına yol açabiliyor.

3. Teknolojik gelişmelerin iş gücü piyasası üzerindeki etkisi oldukça büyük. Otomasyon ve yapay zeka gibi gelişmeler, işsizlik oranlarını nasıl etkiliyor?

Teknolojik gelişmelerin iş gücü piyasası üzerindeki etkisi oldukça karmaşık ve çelişkili olabilir. Otomasyon ve yapay zeka, bazı sektörlerde iş gücü ihtiyacını azaltırken, diğer sektörlerde yeni iş alanları yaratabiliyor. Örneğin, otomotiv sektöründeki üretim hatlarında robotların kullanılması, işçi ihtiyacını azaltabilir. Ancak, aynı zamanda robotları geliştirecek, bakımını yapacak ve programlayacak yeni yeteneklere sahip iş gücü talep edilecektir.

Bu geçiş süreci, özellikle teknolojiye ayak uyduramayan çalışanlar için işsizliğe yol açabilir. Ayrıca, teknolojinin hızla değişmesiyle birlikte bazı eski mesleklerin yok olması ve bazı yeni mesleklerin doğması söz konusu oluyor. Bu durum, eğitim ve beceri geliştirme süreçlerinin hızla adapte olması gerektiğini gösteriyor.

4. Genç işsizlik oranları da oldukça yüksek. Bu sorunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Gençlerin iş gücü piyasasına dahil olmalarını engelleyen temel engeller nelerdir?

Genç işsizlik oranları dünya çapında çok yüksek. Bunun birkaç temel nedeni var:

  • Deneyim Eksikliği: Gençler genellikle iş tecrübesi olmayan bireylerdir. İşverenler, deneyimli çalışanlar arayarak bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Ancak, iş gücü piyasasında deneyim kazanmak için iş bulmak da zorlayıcı bir döngüye yol açabiliyor.
  • Eğitim Sistemi ile İş Piyasası Uyumsuzluğu: Gençlerin çoğu, iş gücü piyasasının gereksinimlerine uygun becerilerle mezun olmuyor. Eğitim sistemleri genellikle teorik bilgi üzerine kurulu olup, pratik becerilerin kazandırılması konusunda eksik kalabiliyor.
  • Kariyer Rehberliğinin Yetersizliği: Gençler, hangi alanda kariyer yapacaklarına karar verirken, çoğu zaman yeterli rehberlik ve mentorluk desteği alamıyorlar. Bu da onları belirsizlik içinde bırakabilir.
  • Dijital Yeterlilik Eksiklikleri: Özellikle teknoloji ve dijital alanlarda gelişim kaydeden sektörlerde, dijital becerilere sahip olmayan gençler iş bulmakta zorlanabiliyorlar.

5. İş gücü piyasasında önemli bir değişim görmek için neler yapılması gerekir? Hangi politikalar veya stratejiler işsizlikle mücadelede etkili olabilir?

İşsizlikle mücadele etmek için hem devletin hem de özel sektörün bir dizi strateji geliştirmesi gerekiyor. Önerilerim şunlardır:

  • Eğitim ve Yetenek Geliştirme: Eğitim sisteminin, iş gücü piyasasının taleplerine uygun olarak yeniden yapılandırılması gerekir. Teknolojik becerilerin yanı sıra, iletişim, liderlik, takım çalışması gibi sosyal beceriler de eğitim müfredatına dahil edilmelidir.
  • Mesleki Eğitim ve Sertifikalar: Gençlerin daha hızlı bir şekilde iş gücü piyasasına katılabilmesi için mesleki eğitim programları ve sertifika programları artırılmalıdır. Bu tür programlar, bireylerin iş arama sürecini hızlandırabilir.
  • Girişimcilik Destekleri: Girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi, gençler ve yeni mezunlar için iş yaratma konusunda önemli bir fırsat sunar. Devletin girişimcilik destekleri, işsizlikle mücadelede etkili olabilir.
  • İş Gücü Esnekliği: Çalışanlar için daha esnek iş koşulları ve çalışma saatleri sunmak, özellikle kadınlar ve engelli bireyler gibi grupların iş gücüne katılımını artırabilir.
  • İş Gücü Göçü ve Yabancı Yatırımlar: İş gücü göçü, bazı bölgelerdeki iş gücü açığını kapatabilir. Ayrıca, yabancı yatırımların teşvik edilmesi, yeni iş imkanlarının yaratılmasına yardımcı olabilir.

6. Son olarak, işsizlikle mücadele için bireyler neler yapabilir? İK profesyonelleri olarak onlara nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Bireylerin işsizlikle mücadele ederken kendilerine yönelik bazı stratejiler geliştirmeleri çok önemlidir. Öncelikle, sürekli eğitim ve beceri geliştirme konusunda aktif olmaları gerekir. Teknolojik gelişmeleri takip etmek ve dijital becerileri artırmak, iş piyasasında rekabet avantajı sağlayacaktır. Ayrıca, iş arama sürecinde sabırlı ve kararlı olmak gerekmektedir. Birçok reddedilme olabilir, ancak pes etmemek önemlidir.

İK profesyonelleri olarak, adaylara sadece iş arama konusunda değil, aynı zamanda kişisel gelişim konusunda da rehberlik edebiliriz. Bu, özgeçmiş hazırlama, mülakat teknikleri ve kariyer planlaması gibi alanları kapsar. Ayrıca, şirketler için uygun yetenekleri bulmak adına, iş gücü piyasasının dinamiklerini anlamak ve adayların becerilerini doğru bir şekilde eşleştirmek bizim sorumluluğumuzdur.


Sonuç:

İşsizlik, çok boyutlu bir sorun olup, ekonomik, sosyal ve bireysel düzeyde ciddi etkiler yaratabilir. İnsan Kaynakları profesyonelleri, bu sorunun çözülmesinde önemli bir rol oynar. Eğitim sisteminin iş gücü piyasasına daha uygun hale getirilmesi, mesleki eğitim fırsatlarının artırılması ve girişimcilik desteklerinin güçlendirilmesi, işsizlikle mücadelede önemli stratejilerdir. Hem devletin hem de özel sektörün birlikte çalışarak daha güçlü bir iş gücü piyasası oluşturması, işsizliği azaltmada kritik bir rol oynayacaktır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r