İşsizlik, günümüzde birçok bireyin karşılaştığı büyük bir sorundur. Ancak, işsizlikle ilgili farkındalığın artması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi, bu sorunun üstesinden gelmede önemli bir adım olabilir. İnsan Kaynakları (İK) uzmanları, iş gücü piyasasında önemli bir rol oynar ve işsizlikle mücadelede de aktif bir şekilde yer alırlar. Bu yazıda, bir İnsan Kaynakları uzmanı ile yapılan röportaj üzerinden işsizlik sorununun kökenlerine inilecek ve çözüm yolları üzerine fikirler tartışılacaktır.
Röportaj Konuğumuz: Gizem Yılmaz, İnsan Kaynakları Uzmanı, 10 Yıllık Deneyim
1. Merhaba Gizem Hanım! Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ve İnsan Kaynakları alanındaki deneyiminizden bahseder misiniz?
Merhaba! Ben Gizem Yılmaz, 10 yıldır İnsan Kaynakları (İK) alanında çalışıyorum. Şu an bir teknoloji firmasında İK uzmanı olarak görev yapıyorum. İşe alım süreçlerinden performans değerlendirmelerine, çalışan motivasyonundan gelişim planlarına kadar geniş bir yelpazede çalışıyorum. İş gücü piyasasını çok yakından takip ediyorum ve işsizlikle ilgili sorunların çözülmesi adına sürekli olarak yeni yöntemler ve stratejiler geliştirmeye çalışıyorum.
2. İşsizlik, özellikle gençler ve yeni mezunlar için büyük bir sorun haline geldi. İnsan Kaynakları perspektifinden işsizlikle ilgili en büyük zorluklar nelerdir?
Evet, işsizlik oranı gençler arasında gerçekten yüksek ve bunun birçok farklı nedeni var. İnsan Kaynakları perspektifinden bakıldığında, en büyük zorluklardan biri, iş arayanların iş dünyasındaki deneyim eksiklikleridir. Birçok genç, iş başvurusu yaparken “deneyim şart” gibi uyarılarla karşılaşıyor. Ancak, deneyim kazanmak için iş bulamamak da bir kısır döngü yaratıyor. Ayrıca, hızla değişen teknoloji ve iş dünyasındaki talepler, gençlerin ve yeni mezunların gerekli becerileri edinme konusunda zorluk yaşamalarına sebep oluyor.
Bir diğer sorun ise, iş gücü piyasasında belirli sektörlerin daralması ve bazı sektörlerin gereksinimlerinin değişmesidir. Örneğin, geleneksel sektörlerde iş gücü talepleri azalırken, dijital beceriler ve teknoloji alanlarında daha fazla yetkinlik talep ediliyor. Bu da, yeni mezunların gelişen trendlere uyum sağlamalarını zorlaştırıyor.
3. Peki, iş arayanlar için İnsan Kaynakları uzmanları hangi kriterlere göre seçim yapıyor? Yeni mezunlar için hangi beceriler daha fazla önem taşıyor?
İşe alım süreçlerinde, en önemli faktörlerden biri adayların teknik bilgi ve becerileridir. Bu, özellikle mühendislik, yazılım, dijital pazarlama gibi alanlarda oldukça belirleyici oluyor. Ancak, sadece teknik beceriler değil, aynı zamanda “soft skills” yani sosyal beceriler de oldukça önemli. İletişim, takım çalışması, problem çözme ve liderlik gibi beceriler, özellikle yeni mezunlar için kritik.
Yeni mezunlar için genellikle şu beceriler önem taşıyor:
- Dijital okuryazarlık: Teknolojiye adapte olabilmek, dijital araçları kullanabilmek ve teknolojik gelişmeleri takip edebilmek.
- İletişim becerileri: Hem yazılı hem de sözlü iletişimde etkili olabilmek, farklı kültürlerdeki insanlarla çalışabilmek.
- Esneklik ve adaptasyon yeteneği: Hızla değişen iş ortamlarında esnek olabilmek ve yeniliklere açık olmak.
- Problem çözme ve analitik düşünme: Zorluklarla karşılaşıldığında çözüm odaklı yaklaşabilmek.
4. İşsizlikle mücadele etmek için şirketlerin ve devletin nasıl bir rolü olmalıdır? İnsan Kaynakları alanında devletin sunduğu destekleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Devletin işsizlikle mücadelede önemli bir rolü var. Devletin sağladığı teşvikler, özellikle genç girişimciler ve küçük işletmeler için çok değerli. Vergi indirimleri, işgücü destekleri ve girişimcilik teşvikleri, yeni iş imkanları yaratılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, işsizlik sigortası ve mesleki eğitim programları, işsiz kalmış bireylerin yeniden iş gücü piyasasına dahil olmalarını kolaylaştırıyor.
Şirketlerin rolü ise, sadece işe alım yapmakla kalmamalı, aynı zamanda mevcut çalışanlarının gelişimini de desteklemelidir. Eğitim ve gelişim programları, çalışanların becerilerini güncel tutmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, şirketler sosyal sorumluluk projeleri ile istihdam yaratma konusunda katkıda bulunabilirler.
İnsan Kaynakları uzmanları olarak, şirketlerin çeşitlilik ve kapsayıcılık politikalarına önem vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Engelli bireyler, kadınlar veya dezavantajlı gruplar için özel istihdam fırsatları yaratmak, işsizlik oranlarını azaltmada önemli bir adım olabilir.
5. İşsizlikle mücadelede girişimciliğin rolünü nasıl görüyorsunuz? İnsan Kaynakları perspektifinden bakıldığında, girişimcilik işsizlik sorununu nasıl etkiler?
Girişimcilik, işsizlikle mücadelede çok güçlü bir çözüm olabilir. Yeni girişimler, yeni iş alanları yaratır ve aynı zamanda ekonomik büyümeyi destekler. İnsan Kaynakları perspektifinden bakıldığında, girişimcilik, iş gücü piyasasında esneklik sağlar. Girişimci bireyler, iş gücü piyasasına hızla adapte olabilen, yenilikçi ve çözüm odaklı bireylerdir. Ayrıca, girişimciler genellikle yeni beceriler edinir ve bu beceriler piyasada talep gören becerilerdir.
Girişimcilik aynı zamanda, şirketler için farklı iş modelleri geliştirmelerine olanak tanır. Kendi işini kuran bir kişi, istihdam yaratan bir işverene dönüşebilir ve bu da işsizlik oranlarını düşürmeye yardımcı olur.
6. Son olarak, işsizliğin azaltılmasında gençlerin ve mezunların yapabileceği şeyler nelerdir? Girişimcilik veya beceri geliştirme konusunda önerileriniz var mı?
Gençler ve yeni mezunlar için birkaç önerim var:
- Sürekli öğrenme: Teknolojik gelişmeler ve yeni trendler hakkında bilgi edinmeye devam etmek çok önemli. Dijital beceriler, özellikle yazılım, veri analitiği, siber güvenlik gibi alanlarda uzmanlık kazanmak, gençler için büyük bir avantaj sağlar.
- Ağ kurma (networking): İyi bir ağ kurmak, iş dünyasında önemli bir fırsat yaratır. Çeşitli etkinlikler, seminerler, sosyal medya platformları (LinkedIn gibi) üzerinden profesyonel bağlantılar kurmak faydalıdır.
- Girişimcilik düşüncesi geliştirmek: Kendi işini kurmak, işsizlikle mücadelede güçlü bir araç olabilir. Bu, başlangıçta zorlayıcı olsa da, kendi işini yaratmak, daha fazla kontrol ve fırsat sunar.
- Esneklik ve adaptasyon: Değişen koşullara ayak uydurmak ve yeni beceriler geliştirmek, iş gücü piyasasında daha rekabetçi olmanızı sağlar.
Gençler, bu dönemde cesur adımlar atmalı, fırsatları değerlendirmeli ve kendilerini sürekli olarak geliştirmelidirler. Girişimcilik, yeni iş fırsatları yaratmanın yanı sıra, kişisel gelişim için de çok değerli bir süreçtir.
Sonuç:
İşsizlikle mücadele, bireylerin ve toplumların birlikte çalıştığı bir süreçtir. İnsan Kaynakları uzmanları, iş gücü piyasasında kritik bir rol oynar ve işe alım süreçlerinden, eğitim programlarına kadar birçok alanda işsizlikle mücadeleye katkı sağlar. Gençler ve yeni mezunlar için beceri geliştirme, dijitalleşme ve girişimcilik önemli araçlar haline gelir. İşsizlikle mücadelede hem devletin hem de şirketlerin sorumluluğu büyüktür, ancak bireysel çabalar ve girişimcilik de bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır.
News
